Geçenlerde severek takip ettiğim blogger ve youtuber olan Deniz Pehlivan’ın , ‘’Bir Hayalin Peşinde’’ adlı youtube kanalını izliyordum. Londra’da ki izlenimlerini anlattığı bir videosunda, pazarlama açısından dikkatimi çeken bir yer oldu.
Bende o yeri cımbızla alıp burada işlemek istedim 🙂
Londra’da ki bazı cafe, restaurant vb. yerler duruma göre farklı fiyatlandırmalar uyguluyormuş.
Şöyle ki; Bu işletmelere sipariş verdiğinizde eğer bir masa, sandalye işgal ederek orada yemeğinizi yerseniz daha fazla, siparişinizi alıp dışarıda yerseniz daha az ücret ödüyormuşsunuz (Orada yaşayanlarda genellikle bu sebeple parklarda vb. yerlerde yemek yiyorlarmış). Video da gördüğüm örnek ; dışarıda 7,95 GBP—içeride 8,95 GBP , daha farklı işletmelerde makas daha da açık olabilir)
Bu olay belki de uzun yıllardan beri Avrupa’da var. Fakat benim yeri haberim oldu. Ve açıkçası mantıklıda gelmedi değil. Pazarlama ve markalaşma olaylarında sürekli bahsedilen ‘’farklılaşma’’ kavramına gerçekten güzel bir örnek. Genellikle markalar ilk olarak üründe farklılaşma bulup, tüketicilerde bu yönde bir çekim alanı oluşturmaya çalışırlar. Fakat bu tarz hizmet ve fiyatlandırmada oluşturulan küçük, yaratıcı hamleleri de bence es geçmemek gerekiyor.
Bu tarz örnekler bizim ülkemizde de var mı? En azından ben şu ana kadar hiç rastlamadım. Fakat farklılaşıp satışlarını da arttırmak isteyen işletmeler bu fiyatlandırma stratejisini bence kesinlikle denemeliler (tabi ki hepsi değil, daha çok gençlere hizmet veren, fast food vb. satan yerler olabilir).
Bu sayede hem ürünü satın almayı isteyen fakat yer olmadığı için o mekanı tercih edemeyen, hem de ürünü tercih etmek isteyen fakat fiyatı pahalı bulan müşteriler kazanılmış olur.
Çünkü bazı durumlarda tüketiciler daha fazla ücret ödeyerek sakin, rahat bir ortamda yemek yemeği tercih edebilirler. Bazı durumlarda ise bir an önce alacağını alıp dışarıda da yemek isteyebilirler (işin ucunda daha düşük fiyat varsa dışarıda yemek daha bile cazip olabilir)
Günün sonunda müşterinin kazanımı; tercihe göre rahatlık ve ücret olurken, işletmenin kazanımı; daha fazla müşteri ve satış olabilir.
Sonuç olarak bu tarz bir model Türkiye’de işler mi, işlemez mi denemeden bilinmez elbet. Fakat bu modeli uygulayan işletmenin farklılaşacağı, konuşulacağı ve markasının bilinirliliğini artacağı kesin 🙂 (Özellikle digitalin ve sosyal medyanın gücü ile)
İlgili videonun uzun hali https://www.youtube.com/watch?v=HMFp29cvbJY
(Konumuzla ilgili kısmı 9. dk ile 9,5 dk arası)
Not:
Konfor alanından çıkıp, uygun bütçelerle yeni ülkeler, şehirler, kültürler deneyimlemek isteyen arkadaşlar varsa Deniz Pehlivan’ın bloğuna ve youtube kanalına bi göz atsın derim. Muazzam bir emek ve gayet net bilgiler söz konusu. Benimde seyahat olaylarında bilgilerine güvendiğim ve yararlandığım isimlerdendir kendisi. İncelemek isterseniz
Blog: https://www.birhayalinpesinde.com/
Youtube: https://www.youtube.com/channel/UCRuJF8ZQNmRcQt0djZt5IOA
Ali Emre SÜSLÜ
Bana, Fanta’ya sarı kola diyen adamın basit düşünce yapısını ver Allahım…