Pazarlamacıların Meşhur Çiğ Köfteci Ali Usta’dan Hatırlaması Gereken 5 Şey

Burası arkadaşın tavsiyesi ile uzun süredir gitmeyi planladığımız ve bu sefer gidebildiğimiz Eminönü’ndeki Meşhur Çiğ Köfteci Ali Usta… Eminönü meydandan 2-3 dakikalık yürüme mesafesinde küçük bi hanın içinde küçük, salaş bi dükkan…Yani  diğer bir ifadeyle arasan bulamassın cinsinden 🙂 Her şey küçük ve sempatik fakat lezzet, hizmet ve sunum çoğu büyük markalarda bulamayacağınız büyüklükte adeta bir tiyatro sahnesi, show meydanı…

Üniversitelerde pazarlama-marka bölümlerinde bazı hocalar teorikle pratiği harmanlama adına öğrencilerine küçük küçük ödevler, projeler verir. Mesela AVM’lerde ki x mağazasının pazarlama-marka açısından mağaza atmosferi, markaya ait olan koku, görsellik, ürünlerin segmentasyonu, çalışanların ürünü sunumları, vitrin düzenlemeleri, ürün  kampanyaları, markanın kişiliği, sloganları vs. bir çok açıdan incelenir. Ve bunlar hakkı ile yapıldığında son derece faydalı da olur. Tam da bu noktada değerli pazarlama üstadlarının bence listesine büyük harflerle ekleyebileceği oldukça farklı bir mekan Eminönü’ndeki Meşhur Çiğ Köfteci Ali Usta… Şöyle ki ;

Ali Usta son zamanlarda deneyimleme fırsatı bulduğum gerçekten gidilip görülmesi gereken farklı bir mekan.  Öncelikle içeriye girdiğiniz ilk andan itibaren Ali Usta’nın müşteriye tatlı-sert takılmaları size biraz itici gelebilir “nereye geldim ben böyle” dedirtebilir 🙂 Fakat dakikalar ilerledikçe ve kuyruğa sürekli yeni müşteriler eklendikçe sizde artık o atmosferin bir parçası olup, ortama ısınıyorsunuz. Belli ki usta renkli kişiliğini sattığı ürüne transfer edip, e buna biraz mizahta ekleyip ürünün sunumunu diğer çiğ köftecilerden epey farklı bir şekilde yapmaktadır. Müşteriyide bu işin bir parçası haline getirip, kendisinin hazırladığı enfes çiğ köfteyi insanlarla buluşturarak çiğ köfte satmaktan çok daha fazlasını yapmaktadır.

Pazarlamacıların Meşhur Çiğ Köfteci Ali Ustadan hatırlaması gerekenler kısmına gelince…

1. Ürün ve Hizmetin sunumunda fark yaratmak

Bence bu mekanı diğerlerinden ayıran ve mekanın en kuvvetli bölgesi. Müşterinin kral olduğu günümüzde yerine göre şakayla karışık müşteriye takılması, buranın tek hakiminin kendisi olduğunu hissettirip müşterinin de bu kurgudan keyif almasını sağlaması. Ayrıca patron, yönetici, öğrenci, ev hanımı farketmeksizin herkese aynı muameleyi yapıp, sıraya dizip burada herkesin eşit olduğu duygusunu vermesi. Ve zaman zaman oldukça kibarlaşması ve ipleri tamamiyle müşteriye bırakması vb. oldukça cesaret gerektiren şeyler Ali Usta tarafından bir performans sanatçısı edasıyla yapılıyor.

2. WOM etkisini hiçbir zaman gözardı etmemek

Kulaktan kulağa ya da ağızdan ağıza diye tabir ettiğimiz WOM (Word Of Mouth)… Hiçbir el ilanı, buzdalabı magneti vs. çizgi altı reklam hamlelerine gerek kalmaksızın insanların sadece çevresinden duyarak, giderek, deneyimleyerek artan bir müşteri kitlesi oluşturmaktadır.

3. Ürünü-Hizmeti müşteriye sunmadaki hız

Bu aslında çoğu mekanın, işletmenin, markanın gözden kaçırdığı hassas bir nokta. Lezzetinden emin olduğumuz çoğu mekana sırf yavaş oldukları için bir daha gitmediğimiz çok olmuştur. Ali Usta showunu da işin içine katarak tek başına bu işin üstesinden hızlıca gelmiş görünüyor.

4. Müşteriyi işin içine katmak

Bu olayı self servis olarak algılayan markalar var. Buradaki olay ise daha başka, burada özellikle devamlı birilerinin dahil olduğu hiç bitmeyen bir kuyruk ilk bakışta

Burada ne satılıyor? Ve neden bunca insan sırada bekliyip,hiç sıkılmıyor? sorularına verilecek en güzel cevap bunu deneyimlemekten geçiyor.

Ayrıca usta, müşterilerden bir kişi seçerek marulun içine çiğ köfteyi ikram olarak sürekli dağıtmakta. Yeri geldiğinde poşet açmayı vs.küçük işleri sempatik bir şekilde size yaptırmakta. Sıra size gelince acısı yediğiniz gibi mi olsun ya da daha az veya çok mu olsun şeklinde tam istediğiniz lezzeti yakalamaya çalışmakta ve kesinlikle ikramdan, malzemeden kısmamakta olması ile de müşteri gözünde sempati kazanmaktadır.

5. Sunduğunuz ürüne-hizmete inanmak ve coşkunuzu katmak

“Coşku , zekadan daha önemlidir” diye zamanında Albert Einstein’ın söylediği güzel bir söz var ve bende buna çok inanınırım. Ne yaparsanız yapın o işe coşkunuzu, enerjinizi, tutkunuzu katmak başlı başına çevrenizi etkiler ve bu etki kısa zamanda yayılır. Burada da Ali Usta’nın yaptığı çiğ köftelerin lezzeti, insanları etkilemesi sanırım kendisine ve ürününe inanmasından ve bunu coşkulu bir şekilde sunmasından kaynaklanıyor.

Olurda yolunuz buraya düşerse ki düşşün 🙂 üniversitelerde, kitaplarda, internette, bloglarda vb. yerlerde okuyabileceğiniz teorik pazarlama stratejileri belki de ilkokul mezunu bile olmayan bir adam tarafından ustaca sergilenmekte olduğuna şahit olacaksınız.

Adres:  Eminönü’ndeki Büyük Postahane’nin karşısında Kral Kokareç arkanızda olacak şekilde, soldaki  ilk sokaktan girin. (Mimar Vedat Sk.) Ali Usta’yı solunuzdaki hanın girişinde kuyruğunda etkisi ile zaten göreceksiniz 🙂

Not: Dürüm Çiğ Köfte (çoğu yerden daha büyük boyutta bir dürüm) +Ayran = Yanlış hatırlamıyorsam 4 TL

https://twitter.com/aliemresuslu

Bana, Fanta’ya sarı kola diyen adamın basit düşünce yapısını ver Allahım…