10511138_10153131325653540_3879203672240225620_n

Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi ve İşletme Kulübü’nün düzenlemiş olduğu ADhere Reklamcılık Günleri’nin 2. gününde yine birbirinden değerli marka ve reklam ajansları bizlerle buluştu. 8 Mart Dünya Kadınlar gününe denk gelmesi ile beraber aralarda dönen reklamlarda kadınlar ile ilgili paylaşımlar olması ayrıca güzel bir hareketti, tebrikler 🙂

2. günün ilk konuşmacısı Kompüter reklam ajansının metin yazarı ve ortağı Umut Özsayar oldu. Konu başlığı “ Garanti Deneysel Bankacılık”.  Bu reklam kampanyasının nasıl doğup, büyüdüğünü bize esprili bir dille anlattı. Hatta dikkatlerin dağıldığını gördüğü anlarda FİFA futbol oyununda sağ kanattan geliştirdiği etkili atakları da sunumunun içine kattı J Bu hamleleri gerçekten çok tuttum. Reklam Garanti Bankasında işe başlayan kardeşin havasını söndürme üzerine kurgulanmış. Ve mizahi bir yolla başarısızlık girişimleri anlatılmış.  Böyle farklı ve yaratıcılık yönü yüksek olan bu kampanyada  ajansın en büyük şansı Garanti Bankası’nın onları serbest bırakması olmuş. Bu da reklamdaki yaratıcılığa ve mizaha fazlası ile yansımış. Ve tabi ayrıca özellikle Erdal Bakkal karakteri ile tanıdığımız Cengiz Bozkurt’un da oyunculuğu ile benim de son zamanlarda gördüğüm en iyi işlerden biri haline geldi. Deneysel Bankacılığın birden fazla reklam serisi var. Ben ADhere’de gösterilen Tüm Vücut Şubesi reklamını sizlerle paylaştım.

Günün 2. Panelinde ise “20 Yıllık Dostluk” konu başlığı ile İş bankası Pazarlama İletişiminden Seçil Ünlüsoy ve Medina Turgul DDB ajanstan Aslı Bleda ve Ender Orfanlı bizlerle birlikteydi. Bizlere Maximum kartın müze özelliğini kazanmasından, cinemaximumların nasıl doğduğuna ve piyasadaki bir çok bankanın girmediği fakat genç potansiyelin fazlaca olduğu sinema, müzik gibi sanat etkinlikleri ile sektörde fark yarattıklarına kadar. (Cinemaximum’larda haftanın her günü 12:30’a kadar başlayan ilk seans film gösterimleri yalnızca 7 TL vb.) Sektör güven odaklı bir sektör olduğundan işin eğlenceli kısmı da dozajında olmalıymış. Ayrıca olmazsa olmazlardan Cem Yılmaz’ın İş bankasına kattıklarından da bahsedildi. Cem Yılmaz sadece reklamlarda oynamakla kalmayıp reklamın içeriğine de kendi mizah anlayışını kattığı için marka ve ajans için son derece önemli bir isim haline gelmiş. Bu arada Mert Fıratlı ve Cem Yılmazlı son reklamda bizlere gösterildi. Reklamı hayata geçiren kişilerle beraber (marka-ajans) bu reklamı izlemek de ayrıca keyifliydi 🙂

Günün merakla beklenen bir diğer oturumu “Widen Your World- Adventure” konu başlığı ile THY’nin marka ekibinden Elif Aksoy, Sezer Derkuş, Rafet Fatih Özgür ve yine THY’nin o güzel reklam işlerini yapan  Love İstanbul’dan Okan Saykun söyleşisiydi. Burada öncelikle THY markasının güç kaynakları (genç uçuş ağı, genç filo, zengin kültür ve stratejik konumu) ve marka esaslarından (beklentilerin ötesinde, gönülden, farklı dünyaları buluşturma) ve THY’nin insanların yaşamına kattığı değerlerden bahsedildi. Ayrıca THY’nin dünyaca ünlü isimlerle yaptığı kampanyalar ile  THY artık Türk insanından uzaklaşıyor mu?  Algısını kırmak için gerçekleştirdiği Iğdır olarak bildiğimiz fakat orada Antalya’da çekildiğini öğrendiğimiz o efsane reklamın hikayesine de değinildi.

Ayıca günün sürprizi olarak daha önce hiçbir yerde yayınlanmayan (bizden sonra bir çok mecrada yayınlandı) THY’nin Afrika reklamını ilk izleyenlerden biri olmak da ayrıca güzeldi 🙂 THY Afrika’da en çok şehre uçan havayolu ve bunu bu sene çok daha yukarılara taşıyacak gibi görünüyor. Bu reklamın bende bıraktığı ilk izlenim ise çocuklarla çekilmiş başarılı Iğdır reklamının, Afrika versiyonu olmuş olması oldu. Yani büyük ihtimalle bu da çok sevilecek.

Günün sonlarına yaklaştığımızda ise Adhere Reklamcılık günlerinin ünlülerle bezenmiş paneli olan “Yaratıcılığın 4 Atlısı” konu başlığı ile perküsyon sanatçısı Burhan Öçal, fotoğraf sanatçısı Mehmet Turgut ve Four Seasons İstanbul’un şef’i Mehmet Gök oldu. Kendi başarı hikayelerini soru cevap şeklinde bizimle paylaşan üstadlar, yaratıcılıklarını diri tutmalarını hep yeni farklı şeyler denemeye, cesur olmaya ve genelde yapılmayanı yapma tutkusuna bağladılar. Ve tabi ayrıca ne iş yapıyorsan onu tutku ile en iyi şekilde yapma gerekliliği bu üstadların sanırım başarısının ana kaynağı idi. Bu durumu Burhan Öçal, babasının sıkça tekrarladığı bir sözle bence gayet güzel özetledi.

*Pekmezini iyi yap, sineği Bağdat’tan gelir.

Ve tabi günün sonunda üstatlarla ADhere hatıra fotosu çektirmekte ayrıca havalıydı 😉

11034259_10153132518983540_2317323756950645483_n11057513_10153132534773540_1815639219122763545_n

Sonuç olarak Türkiye’nin belki de marka değeri en yüksek üniversitesinde başarılı marka ve reklam ajansı çalışanları ile beraber geçirilen 2 gün bana ve salondaki izleyenlere sanırım epey şey kattı. ADhere reklamcılık günleri, bizim 2- 3 dakika izlediğimiz o reklamların aslında görünmeyen tarafında en ince ayrıntısına kadar işlenmiş ve aylarca uğraşılmış  gerçek bir emeğin söz konusu olduğunu bizlere bir kez daha hatırlatmış oldu. Bu üreten, yaratıcılığı yüksek insanlara sonsuz teşekkürler 🙂

Ayrıca 2 gün boyunca yorulan fakat yorgunluklarına değdiğine inandığım bu organizasyonu gerçekleştiren Boğaziçi Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Kulübü gençlerine de ayrıca teşekkürler. Bizlere 2 gün bile olsa kendimizi Boğaziçili gibi hissettirdiniz, harikaydınız 😉

https://twitter.com/aliemresuslu

Bana, Fanta’ya sarı kola diyen adamın basit düşünce yapısını ver Allahım…